TÜRKİYE SURİYE’DE NE YAPMALI?

Web sitemde “ABD, NATO VE RUSYA’NIN TÜRKİYE’YE KALLEŞ PUSUSU” başlıklı yazımda bir haçlı zihniyeti içinde, İran’ın da tarih boyu yaptığı gibi katkı yaptığı bir kuşatma planı çerçevesinde Türkiye’yi güney sınırında, ya PYD ye yol verip kuşatmaya rıza göstermesi ya da Rusya ile savaşa girmesi kıskacına alınmak istendiğini yazmış ve ne yapılmalı sorusunun cevabını bilahare yazacağımı belirtmiştim.

Bu yazı bu soruya cevap niteliğindedir. Böyle durumlarda, kişisel, kurumsal veya devlet seviyesinde strateji belirlerken her durum ayrı ayrı ele alınarak, mevcut durum ve yapılacak işlemler sonucu kaşı tarafların neler yapabileceği net olarak ortaya konulmalıdır.

Buna göre:

A-     Mevcut duruma göre sonuçları değerlendirelim.

1-      Mevcut durumda Türkiye için tarihi, manevi ve stratejik anlamda hayati değer taşıyan Türkmen’ler ve Halep büyük tehdit atındır. Türkiye bu bölgelerin kan düşmanı haline gelen Esed güçlerince ele geçirileceğini, ardından katliamların geleceğini ve çok büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalacağını, güçlü bir bölge devleti oma iddiasını da kaybedeceğini ve bundan sonra “ensesine vur ağzındaki lokmayı al” denecek bir devlet haline geleceğini net bir şekilde idrak etmelidir.

2-      Yine mevcut durumda güneyimizde bir uydu Kürt kuşatması altına gireceğini ve bunun ülke içinde de ayrılıkçı güçlere cesaret vereceğini ve bölünme tehlikesinin çok artacağını ve hatta önlenemeyecek duruma gelebileceğini mutlaka görmelidir.

Türkiye sadece topçu atışıyla bunları önleyebilir mi?  Bunu değerlendireceğiz.

B-      Kara ve hava harekâtıyla direkt müdahale etmesi durumunu değerlendirelim.

1-      Bu durumda Rusya ile bir savaş ihtimali çok kuvvetle muhtemeldir.

a-      Rusya mevcut ekonomik güçlüğünün yanında, Ukrayna ve Türkiye ile aynı anda savaş durumunda kalacaktır. Rusya içinde Müslüman topluluklar bir risk teşkil etiği kadar, kendi kontrolündeki Bağımsız Devletler Topluluğundaki Türki devletler ne yapacaktır? Rus boyunduruğundan kurtulmak için bunu bir fırsat olarak görürler mi?

b-      Rusya Türkiye ile savaş durumuna girdiğinde NATO ne yapacaktır? Rusya yayılmacı politikasını Ukrayna’da Kırım’ı işgal ederek göstermiştir. Aynı durumu Suriye ve Türkiye üzerinde sürdürmesine izin verir mi? Yoksa ABD ve NATO Rusya’ya böyle bir duruma girsin sonra hesabını görelim ve artık Rusya diye bir tehditten kurtulalım stratejisi mi gütmektedir. Böyle bir anlayışta NATO Rusya ile direk savaşa girmemekle birlikte Türkiye’ye her türlü silah desteğini verecektir. Böyle bir durum Rusya için bir felakettir ve büyük çöküşüne neden olabilir. Rusya hem Bağımsız Devletler Topluluğunu kaybetmeyi ve hem de büyük çöküntüyü göze alabilir mi?

c-       Suriye’de Türkiye ile karşı karşıya görünen ve hain planın bir parçası olan İran’a gelince: İran içinde Azeri nüfus %50 den fazladır ve bu nüfusun ayrılma riski ortaya çıkabilir. Ayrıca güç kazanan Kürt nüfus İran içinde ayrılıkçı eylemler için cesaret kazanacak ve İran bölünebilecektir.

d-      Suriye’de müdahil güçlerden biri Suudi Arabistan’dır ve özellikle İran gücünü kırmak için bir askeri müdahaleye çok iştahlı görülmektedir. Tabii Suudi Arabistan yanında beraber askeri tatbikat yaptığı 21 devlette bu müdahalenin içinde olacaktır.

e-      Türkiye’nin kara ve hava harekâtına girişmesi durumunda, Suudi Arabistan ve 21 ülkenin ve belki daha fazlasının Türkiye’nin yanında yer almasıyla kendiliğinden Türkiye’nin İslam liderliğinin ortaya çıkacağını görecek olan ABD ve NATO bu duruma gelinmemesi için PYD, Rusya işbirliğine verdiği desteğe son verecektir.

Türkiye’nin bütün bu durumları çok dikkatle ele aldığını düşünmemek mümkün değildir. Tarihsel geçmişi ve tecrübesi ile ve mevcut güçlü ekonomik ve askeri gücüyle Türkiye caydırıcı bir güçtür ve Rusya ve ABD nin PYD ye açık desteğini çekmediği takdirde kara ve hava harekâtına gireceğini kararlılıkla belirttiği takdirde Rusya ve ABD nin geri çekileceğini düşünüyorum.

Bunun için Türkiye öncelikle:

1-      Türkiye Suriye muhalefetini ve Türkmenleri silahlandırma ve komuta noktasında açıkça görülmelidir. Kendi silahlı kuvvetlerini kullanmaktan önce Suriye’deki mevcut gücü kendi komuta ve silah, eğitim, ekonomik ve teçhizat konusunda birleştirmeli ve yönetmelidir.

2-      Rusya’nın ve Esed’in hava desteğini güçlü hava savunma sistemleriyle önleyecek tedbirleri almalı ve özellikle Rusya’nın bir bataklığa girdiğini göstermeli ve pişman etmelidir. Rusya’nın alacağı büyük zayiat Rusya’yı pişmanlık noktasına getirmeli ve PYD üzerindeki desteğini çektirmelidir.

3-      Muhalefetin direk Türkiye yönetimine girmesi ABD nin de PYD ye desteğini sona erdirecektir. Çünkü ABD Türkiye’nin daha da güçlenmesini istemeyecektir.

Türkiye gücünü ve kararlılığını diğer İslam ülkeleriyle birlikte yukarıda belirttiğim şekilde ortaya koyarsa direk kendi gücüyle müdahale durumunda kalmayacaktır. Fakat Türkiye bu aşamanın ardından direk askeri müdahaleden de kaçınmayacağını açıkça ilan etmelidir.

Türkiye, sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasında “meşru müdafaamız için her türlü yönteme başvurulacağını ve buna kimsenin engel olamayacağını” açıkça deklare etmesiyle tavrını ortaya koymuştur.

Bu açık deklarasyondan sonra top Rusya ve ABD dedir. Eğer anlamazlarsa yapılacaklar meydandadır.

Uz. Dr. Cengiz Sandıklı              21.02.2016

İzmir 1. Bölge 25. Ve 26 Dönem M. V. Aday Adayı

     

Yorum Yaz