İRAN, ARABİSTAN, RUSYA, IRAK, SURİYE’DEKİ BÖLGE SAVAŞI TÜRKİYE’YEMİ KARŞI?
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 5 Şubat 2017
Değerli kardeşlerim, bölgemizde gün geçmiyor ki yeni oyunlar devreye konmasın. Adeta, bütün emperyalistlerin oyun alanı haline geldi bölgemiz. Yukarıda saydığımız ülkelere, Ukrayna, Ermenistan-Azerbaycan, Afganistan ve Kuzey Afrika’yı da eklemek gerekir.
Bu bölge, dünya medeniyetinin başlangıç yeri olması dolayısıyla daima hareketli, bereketli ve hâkimiyet savaşlarının yoğun olduğu bir bölge. Bu bölgeye hâkim olan daima dünyanın can damarını elinde tutmuştur.
Günümüzde de bu bölge, enerji kaynaklarının merkezi olması dolayısıyla önemli olduğu kadar, Çin’in, Avrupa’ya, Rusya’nın Akdeniz’e, Batının Uzak Doğuya, ABD nin Rusya ve Çin’in kalbine yerleşmesi ve Uzak Doğu ile Avrupa’nın ulaşımı açısından en kısa yol olması dolayısıyla da önemlidir. Kısaca bölgemiz, dünya egemen güçlerinin birbirlerini kontrol etme ve aleyhlerinde oluşacak durumlara müdahale etme bölgesidir.
İşte, Anadolu böyle bir bölgenin en can alıcı yerinde bulunmasından dolayı çok stratejik bir öneme sahiptir. Fakat Anadolu’nun bu stratejik öneminden çok daha değer taşıyan nokta, Avrupa’nın ortalarına kadar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yüzyıllarca hükmetmiş Osmanlı ve Haçlı Seferlerine set koymuş Selçuklu’nun batının hafızasında silinmez bir iz bırakması ve Türkiye’nin bu güce erişerek, emperyalistlerin İslam ülkeleri üzerinde çıkar ve hâkimiyetlerine tehdit oluşturması nedeniyle Türkiye’nin kuşatılması açısından çok daha önemlidir.
Geleceğin süper gücü Türkiye’yi kuşatma planları başlıklı yazımda (www.cengizsandikli.com sitemde) 1970 lerden itibaren aldığım ve Suriye iç savaşına kadar ki, Mısır, Libya, Tunus olaylarının sebebinin de birinci planda Türkiye’yi kuşatmak amaçlı olduğunu belirtmiştim.
Irak ve Suriye’de olayların geldiği nokta, bütün dünya egemenlerinin askerlerinin ve silahlarının bulunduğu ve oyunlarının oynandığı durumun ötesinde, Rus uçağının sınırımızı ihlal sebebiyle düşürülmesi, İran’ın Irak ve Suriye’de Türkiye aleyhine olan savaşa bizzat müdahil olmasıyla, Türkiye-Rusya ve Türkiye-İran sorununa doğru da evrilirken, son kertede Suudi Arabistan’daki Şii din adamının idamıyla zaten var olan fakat açıkta olmayan Arabistan-İran, Bahreyn- İran sorununun patlak vermesiyle tam bir mezhep savaşı halini alarak Sunni-Şii savaşına dönüşmüştür.
Suud-İran sorununun cumhurbaşkanımız Sayın R. T. Erdoğan’ın Arabistan ziyareti sonrası patlak vermesi bizi de bu olayın içine dâhil etmiş gibi görünüyor. Irak ve Suriye’deki gelişmeler Türkiye ile Arabistan’ı stratejik ortak haline getirmiştir. İran’ın oluşturmak istediği Şii kuşağı en çok Türkiye ve Arabistan’ı tehdit etmektedir. İran özellikle Şii olması dolayısıyla desteklediği Esed’i savunan Rusya’yı da yanına alarak Türkiye’de PKK ve Suriye’de PYD yi desteklerken Kuzey Irak’ta da Barzani’ye karşı PKK yı desteklemektedir. Yani İran bütün girişimleriyle tam ir Türkiye düşmanı olarak hareket etmektedir. Yine İran Yemen’de Şii Husi’leri ayaklandırarak Arabistan’ı ve diğer bölge ülkelerini de tehdit etmektedir.
Şimdi, durumu resmedersek olayların merkezinde zalim, kendi ülkesini harabeye çevirmiş ve 400 bin insanını katletmiş Esed’i destekleyen İran’ın amacı, Irak Şii hükumetini de yanına alarak Türkiye’nin güneyinde bir Şii kuşağı oluşturmaktadır. Ayrıca PKK ve PYD yi de desteklemektedir. İran bunları yaparken el altında görünmeyen bir güç İran’ı özellikle teşvik etmektedir. Bu güç İsrail’dir. Herkes İsrail-İran düşmanlığı var sanırken, İsrail kendi çıkarlarına tehdit olarak gördüğü Türkiye’yi kuşatmak adına İran’ı özellikle teşvik etmekte ve bu gözlerden uzak yapılmaktadır. Dikkat edilirse Rusya Suriye’ye müdahale ettiğinden bu yana hiçbir ABD ve Rus uçağı sorun yaşamamaktadır ve Rusya’nın Suriye’ye müdahil olmasına ABD, Batı ve İsrail hiç karşı çıkmamışlardır. Bu şaşılacak bir durum gibi karşılanabilir. Şaşırmaya hiç gerek yok. ABD, Rusya ve Batıyı Siyonist para babaları yönetmektedir. Hepsinin amacı İsrail’in güvenliği ve Arz-u Mevud’a (vaat edilmiş topraklar) ulaşmasıdır. Bu amacın önündeki engel İran değil Türkiye’dir. Çünkü Arz-u Mevud Türkiye sınırları içine kadar uzanmaktadır ve güçlü Türkiye İsrail’in bölgedeki hâkimiyetinin en güçlü engelidir.
Bu arada ABD, Rusya ve Batı bölgeyi sömürmeye devam ederken kafalarında daima Osmanlı olarak gördükleri Türkiye’yi engellemek ve kuşatmaktır.
Sonuç olarak Türkiye’nin karşısına bir piyon olarak İslam dünyası içinde bir çıbanbaşı olarak İran kullanılmaktadır. İran bir bölge gücü olan Türkiye’nin karşısına, bir başka bölge gücü olarak İran sürülmektedir. Bunu yaparken çok sinsi davranılmakta, İran Türkiye’yi hiç tehdit etmiyor görüntüsü verilmektedir. Yani İran yine tarihi misyonunu üstlenmiş ve İslam dünyasına karşı İslam düşmanları ile işbirliği içinde Türkiye ve bölge ülkelerine savaş açmıştır. Bu arada Rusya düşmekte olan petrol fiyatlarının yükselişe geçmesiyle ellerini ovuşturmaktadır.
İşin özü bam teli soruda yatmaktadır. Bütün bu olaylarda en çok menfaati olan kimdir? İsrail. İşte işin başındaki patron da O’dur. Türkiye’de Paralel Yapı, PKK ve diğer işbirlikçileri ile birlikte Türkiye’nin bölgeye müdahalesini de bu sayede önlemekte ve gelişmesi ve güçlenmesini engellenmektedir.
Türkiye’mizdeki PKK oyunlarıyla bölgedeki olaylara bütüncül bakmak gerekir. Hiçbiri diğerinden ayrı değildir ve aynı el tarafından planlanmakta ve oynanmaktadır.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 04.01.2016
İzmir 1. Bölge 25. Ve 26. Dönem M. V. Aday Adayı
Güzelbahçe Bel. Bşk. Adayı


