TAKSİM BOMBASI PKK NIN YALNIZ KALIŞININ İSYANI VE TÜKENİŞİNİN İLANIDIR
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 19 Mart 2016
Maalesef yaklaşık 1 aylık bir sürede Ankara ve İstanbul’un göbeğinde canlı bombalarla onlarca canın kaybına yol açan eylemler insanımızı derinden üzerken büyük bir infiale yol açmıştır. Bu vahşi ve canice işlenmiş cinayetlerin işlendiği tarihleri dikkate alarak değerlendirmek de büyük yarar vardır.
Terör örgütünün son eylemleri aynı DAEŞ eylemleri gibi canlı bomba eylemleridir. Bu yöntem birliği her iki örgütünde aynı dış istihbarat örgütlerince eğitildiği ve yönetildiğini gösterdiği gibi, aralarında bir fark olmadığının ve aynı patronlara hizmet ettiklerinin açık göstergesidir.
22 Temmuz Suruç katliamından bu yana yapılan kanlı bomba eylemleri hepsi aynı yöntemle yapılmaktadır. Tarihsel olarak değerlendirildiğinde bu eylemler 11 Temmuzda Kandil’in çözüm sürecini sona erdirdiğini ve Türkiye’ye savaş açtığını ilan etmesinden sonra başlamıştır. Bu tarih 7 Haziran seçimleri sonrasına denk gelmektedir.
7 Haziran seçimlerinde ne olmuştur ki hem Suriye’de ve hem de Türkiye’de ülkemizi ( sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Ak Parti hükumetini) hedef alan bir savaş başlamıştır. Batıda basın Selahattin Eyyübi kaybetti diyerek Erdoğan’ın kaybettiğini açıkça ilan etmişlerdir. 2002 seçimlerinden beri ilk defa Ak Parti tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetmişti.
İşte bu sonuç, Türkiye üzerinde hain planları olan emperyalistler ve içimizdeki işbirlikçilerine cesaret vermiş ve Suriye’de Türkiye’yi güneyden kuşatma ve içerden bölme strateji ve taktiklerini uygulamaya koymuşlardır. Düşündükleri Türkiye’nin seçim sonrası kaos ortamında zayıf düşeceği ve gereken cevabı veremeyeceği yönündeydi. Unuttukları tek şey Türkiye’nin başında dimdik duran sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan’dı. Erdoğan süreci çok büyük bir dirayetle yönetmiş, içeride PKK ya karşı son terörist yok oluncaya ve silahlar gömülünceye kadar mücadele edileceğini, Suriye’de ise hiçbir hain plana müsaade etmeyeceğini açıkça ilan etti. 1 Kasım seçimlerine kadar A Partinin tek başına iktidarda kalmasını sağlayacak yöntem uyguladı.
Bu devrede Rusya Suriye’de savaşa dâhil edilmişti. Bu durum Türkiye’yi güneyden olduğu kadar kuzeyden de kuşatma altına almak demekti. Rusya 1 Kasım seçimleri sonrası sayın başbakanımız Davutoğlu’nun yeni hükumeti ilan edeceği gün uçakları ile sınırımızı ihlal edince uçağı düşürülmüştü. Rusya ve destekleyen ABD ve diğer emperyalistler Türkiye’nin Rus uçağını düşürmeye cesaret edemeyeceğini düşünmüşlerdi ve uçak düşürülmeseydi içerdeki işbirlikçileri ile birlikte Ak Parti uçağı düşürmedi diyerek korkaklıkla suçlanacak ve zayıf düşürülecekti. Yine hesapları tutmamıştı.
Ülke içinde hükumet Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Silvan’da büyük bir imha hareketine girerken, Suriye’de de PYD nin Fırat batısında işgal hareketlerini obüslerle vurarak önlüyor ve içeride ve dışarıda zaferler yaşıyordu. Rusya uçağının düşürülmesine rağmen bir şey yapamamış Rusya, ABD, batı ve İran’a rağmen Suriye’de kuşatma planlarının hepsi Türkiye tarafından akamete uğratılmıştı.
İşte böyle bir durumda imha durumuna gelmiş PKK ve PYD kendi taraftarlarına güçlüyüz mesajıyla cesaret verirken, insanımızda ümitsizlik ve yılgınlık oluşturmak için Ankara’da 2 büyük patlama ile onlarca can alacak eylemler yaptı. Fakat buna rağmen Erdoğan ve Davutoğlu dimdik durmuş, Cizre, Silopi ve Sur’da PKK militanlarını imha etmiş ve temizlemişti. Ardından Yüksekova’da ve Nusaybin’de imha hareketlerini devreye koymuştu. Artık PKK ülke içinde tükeniyordu.
Diğer yanda Rusya Suriye’de teslim bayrağını çekiyor ve askerini ve uçaklarını geri çekiyordu. Güç artık tam anlamıyla Türkiye’nin elindeydi. PYD son olarak Kürt Federasyonunu kurma girişiminde bulundu. Fakat ABD, batı ve Esed bunu red etti. Artık PYD de bitmişti.
Öyle bitmişti ki sayın başbakanımız Davutoğlu’nun İran ziyareti sonrası, İran cumhurbaşkanı Ruhani’nin Türkiye’yi ziyareti için İran dışişleri bakanı Cevat Zarif Türkiye’ye geliyordu. Yani artık İran’da Suriye’de Türkiye’ye teslim bayrağını çekiyordu.
Bu yetmezmiş gibi sayın başbakanımız Davutoğlu’nun çok zekice planı ile AB de teslim olmuş ve şartlarımızı kabul etmişti.
Yani sonuç olarak PKK ve PYD nin yanında kimse kalmamıştı. Suriye’de PYD Esed ile çatışmaya girmişti.
İşte bu ortamda AB nin Türkiye ile anlaştığını ilan edişinin hemen ardından ve tam da İran dışişleri bakanının ziyaret ettiği gün İstanbul Taksim’de bomba patlatıyordu. Bu bomba gerçekte PKK ve PYD nin son teslim ilanıydı. Artık son çırpınış gerçekleştirilmişti.
Lütfen dikkat Taksim bombası AB ile anlaşmanın hemen ardından ve İran dışişleri bakanının ziyaret gününde gerçekleştirilmiştir. Yani artık tamamen yalnız kaldıkları gün bu bomba patlamıştır. Bu bomba yalnız kalmanın bir isyanı, tükenişin ilanıdır.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 19.03.2016
İzmir 1. Bölge 25. Ve 26. Dönem M. V. Aday Adayı
Güzelbahçe Bel. Bşk. adayı


