KILIÇDAROĞLU’NUN AKLI VE KİMİN AĞZIYLA KONUŞUYOR?
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 14 Nisan 2016
Kılıçdaroğlu’nun önce sayın bakanımız Sema Ramazanoğlu ve sonra sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’a yönelik küfürlü ahlak dışı sözleri konusunda yazılan ve konuşulanları takip ettim. Fakat yine konuya gerçek noktasından yaklaşılmadığını görünce yazmaya karar verdim. Malum, beni takip edenler konulara kronolojik, beraberinde var olan gelişmeler ve sebep sonuçlar açısından yaklaştığımı çok iyi bilirler. Yine öyle yapacağım. Fakat öncelikle şunu belirleyelim. Kılıçdaroğlu’nun zekâ seviyesi böylesi sözleri söylemeye yeter mi? Diyeceksiniz ki zekâsı yerinde olan adam böyle konuşmaz. Konu Kılıçdaroğlu olduğunda beynini iptal etmiş ve başkasının kullanımına vermiş bir kişiden bahsettiğimizi bilmemiz gerekir. Zaten birilerini kullanan üst akıllar böyle zatları bulur ve kullanırlar. Şimdi bu zemin üzerinden konuyu değerlendirelim.
Kılıçdaroğlu’nun bu küstah sözleri söylediği zamanımızdaki gelişmeleri bir gözden geçirelim.
1- Bu sözler sayın cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan’ın ABD gezisi ertesinde olduğunu ve paralelcilerin Obama’nın Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda ettiği sözlerle Erdoğan’a saldırdığı günlere denk geldiğini ve dünyada bu konunun konuşulduğu bir dönemde sarf edildiğini yani bu küfürlerin bütün dünyaya duyurulma ve sayın Erdoğan’ın bütün dünya gözünde itibarsızlaştırma planı olduğunu görmek gerekir. Kılıçdaroğlu bu zekaya sahip mi? Hayır. O zaman burada üst akıl olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
2- Suriye ile ilgili Cenevre görüşmeleri sonrası Rusya’nın askerlerini çektiği ve ateşkesin kesikli de olsa uygulandığı bir dönem söz konusu. ABD gezisiyle birlikte Türkiye Suriye’de PYD nin önünün kesilmesi ve Cerablus hattından Halep ve İdlip’e kadar bölgenin eğitilmiş ve donatılmış Türkiye’nin kontrol ve yönetimindeki ÖSO na(Özgür Suriye Ordusu) bırakılmasının kararlaştırıldığı bir döneme denk gelmesi de yine Türkiye’nin ve Erdoğan’ın güç kazandığı bir dönemde konuşulması yine önemlidir.
3- İsrail ile Türkiye ilişkilerinin, İsrail’in özürü, tazminat ödemeyi kabul etmesi ve sonunda Gazze’ye ambargoyu kaldırmayı kabul etmesi ile normale dönüşeceğinin kuvvetlendiği bir dönem olması da son derece önemlidir.
4- Yine Rusya ile ilişkilerin yumuşamaya başlaması da aynı döneme denk gelmektedir.
5- İslam İşbirliği Teşkilatının İstanbul toplantısı ve Türkiye’nin 2 yıl boyunca teşkilat başkanlığına geldiği bir dönem olduğunu da önemle hatırlatırım.
6- Türkiye’nin AB (Avrupa Birliği) ile geri dönüşüm. vize serbestisi ve 6 milyar Euroluk bir anlaşmanın yapıldığı dönem ise ayrı bir değer taşımaktadır.
Şimdi bu dönemlerle küfürlerin ilişkisi ne diyeceksiniz? Dikkat ediniz. Türkiye’nin bütün egemen devletlere gücünü kabul ettirdiği ve artık dünyaca bu bölgede en önemli güç olduğunu göstermesi ve sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dünyanın bir numaralı ve güçlü liderlerinden biri olduğunun beyinlere kazandığı bir dönemdir bu dönem.
O zaman şunu çok rahatlıkla görebiliriz. Dünyanın egemen devletlerine boyun eğdiren ve Türkiye’yi bu güçlü konuma getiren Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak ve güçsüzleştirmek görevi bu egemen güçlerce boyun eğmelerinin intikamı olarak Kılıçdaroğlu’na verilmiştir. Yani kaleyi dışardan yıkamıyorsak içerden fethedelim stratejisidir. Kılıçdaroğlu bu stratejinin taşeronudur. Paralel yapıyla birlikte bunun için her şeyi göze alarak var güçlerince çabalamaktadırlar.
Dikkat ediniz sayın bakanımız Sema Ramazanoğlu sayın cumhurbaşkanımızın Ak Parti kuruluşundan bu yana en yakınındaki kişidir. Başörtülü bir kadın bakan olması da ayrı bir ses getirecek özelliktir. İşte bütün bunlar bir üst akıl stratejisidir ve Kılıçdaroğlu’nun aklı buna yetmez. O, sadece verilen emirleri kuyruğunu sallayarak mutlulukla yerine getiren bir fino gibi kendisine bir değer verildiği psikolojisi ile görevini yapmaktadır.
Sonuç olarak bu vesileyle Türkiye’nin bu dönemdeki hayati başarılarını ele alırken Kılıçdaroğlu’nun da kişiliksizliğini değerlendirmiş olduk. Kılıçdaroğlu’na terbiyesiz demek bile O’na değer atfetmek demektir. Hâlbuki sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın dediği gibi Kılıçdaroğlu yok hükmündedir ve CHP nin genel başkanlık koltuğu boştur ve hatta daha kötüsü bu koltukta üst akıl oturmaktadır.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 14.04.2016
İzmir 1. Bölge 25. Ve 26. Dönem M. V. Aday Adayı
Güzelbahçe Belediye Başkan adayı


