CUMHURBAŞKANININ PARTİLİ OLMASI
Posted in Günlük Görüş ve Yorumlarım on 1 Nisan 2017
Malum 1982 anayasasında cumhurbaşkanı partili olamaz. Bunun sebebi de cumhurbaşkanının tarafsız olmasının istenmesi. Gerçekte ise askerler dışında kimsenin partisiz olamayacağı düşünüldüğünden askerlerin cumhurbaşkanlığı yolunu açık tutmak amaçlanmıştır.
Bir kişinin organik bağı olmasa da fikren ve zikren tarafsız olması beklenemez. Daha açık deyimle böyle bir beklenti insan fıtratına aykırı ve gerçek dışı bir düşüncedir.
Geçmişte hangi cumhurbaşkanı tarafsız olmuştur? Askerler mi? Asker olmayan Özal, Demirel ve Sezer mi? Hepsi taraf olmuştur. Partisiz olduğu düşünülen Ahmet Necdet Sezer Ecevit’le en büyük sorunu yaşamış, fikri ve yaşayış tarzına aykırı olması dolayısıyla toplumun çoğunluğunu red ederek kamu alanlarından uzak tutmuş, Ak Parti iktidarının yapmak istediği her icraatta en büyük engel olmuş veya geciktirmiştir. Yani bir kişinin cumhurbaşkanı olsa bile tarafsız olmasını beklemek gerçekle, hukuki deyimle hayatın akışıyla bağdaşmaz.
Yeni değişiklikte parti ile ilgili ibare kaldırılmış, cumhurbaşkanının partili veya partisiz olması serbest bırakılmıştır. Bu durum, partiler ve cumhurbaşkanı adaylarının tercihlerini çok ciddi olarak değerlendirmelerini gerekli kılmaktadır.
Bir parti genel başkanını aday olarak belirlerse cumhurbaşkanı ve TBMM seçimi aynı anda olacağından, genel başkan milletvekili adayı olamayacak ve cumhurbaşkanı da olamadığında sade vatandaş olacak, yani ne cumhurbaşkanı ve ne de milletvekili olmayacaktır. Bu durumda yeterli oyu alamayan bir kişi olarak genel başkanlığı da tartışılacak ve etkinliği zayıflayacaktır. Sonuçta bu genel başkan istifaya kadar gidecek ve koltuğuna kazık çakmış değişmez genel başkanlık dönemleri sona erecektir.
Eğer daha başlangıçta bir parti yeterli oyu alamayacağını düşünürse bir başka parti ile uzlaşarak daha tarafsız olabilecek makul bir aday da anlaşacaklar, genel başkanlar milletvekili olabilecek ve hem arzulanan uzlaşılan cumhurbaşkanı seçilebilecek ve hem de genel başkanlar yerlerinde kalabileceklerdir.
Fakat sonuç olarak cumhurbaşkanı seçilen kişi gücü yani yürütmeyi eline alacağından, TBMM de partilerin vekil sayısı ne olursa olsun genel başkanlara bağlılık zorunluğu olmayan bir icraatla doğru bildiğini uygulayacak ve bir dahaki seçime icraatlarını ortaya koyarak aday olarak katılabilecektir.
Eğer bir partinin genel başkanı tek başına cumhurbaşkanı olabilirse yine icraatlarını çok daha rahat bir şekilde uygulayabilecektir. Eğer partisi içinde çeşitli sebeplerle (ayartma, kandırma, tehdit veya fikri ayrılık vb nedenlerle) kopmalar olsa dengeler değişse bile devlet yönetiminin istikrarı bozulmayacaktır.
Sonuç olarak cumhurbaşkanı tek partinin çoğunluğunda, bu olmazsa partilerin uzlaşması ile yani milletin uzlaşması ile seçilecektir. Doğru ve güzel olan budur.
Uz. Dr. Cengiz Sandıklı 01.04.2017
Güzelbahçe Belediye Başkan Adayı, İzmir 1. Bölge 25. Ve 26. Dönem M. V. Aday Adayı


