VAHDETTİN HAN HAİNMİYDİ? OSMANLI’YI KİMLER YIKTI?


Her 30 AĞUSTOS sonrası birileri kahraman ilan edilirken Mustafa Kemal’i “paşa devleti kutarabirsin” diyerek tam yetki, parasal güç ve zamanının en MODERN gemisi BANDIRMA VAPURU ile Anadolu’ya gönderen Vahdettin Han hain olarak anılınca bu yazıyı yazmak ihtiyacını hissettim.
1909 da Abdülhamid Han 2. Meşrutiyeti ilan edince padişahın savaş dahil hiçbir gücü kalmadı. Padişahı değiştirme yetkisi bile Meclisi mebusandaydı. Yani İttihat ve Terakki cemiyeti ve subaylarındaydı. Nitekim Abdülhamid Han’ı tahttan idirdiler. Bildirimi siyonist İsrail’in babası Emmanuel Karasu dahil Türk olmayan 4 kişi yaptı. Yani padişah tahtının dahi sahibi değildi. İşte bu yetkilere sahip İttihat ve Terakki subayları (içindeki isimleri ve harekât ordusu kurmay subayı kim biliyorsunuz) hemen 2 yıl içinde Libya’yı ve Balkan savaşları ile Balkan topraklarımızı kaybetti. 1914 de 1. Dünya harbine (tahtta dahi olmayan Abdülhamid Han’ın) uyarısına rağmen Almanya ile birlikte devleti savaşa soktu. Sarıkamış’ta tek mermi atmadan 90 bin mehmetçiğimizi şehit verdik. Neticede 3 kıtada hüküm süren devleti mağlup ettiler. DİKKAT! BÜTÜN BU SÜREÇTE PADİŞAHLARIN VE DOLAYISIYLA VAHDETTİN HANIN HİÇ ETKİ VE GÜCÜ OLMAMIŞTIR. Yani ANADOLU’NUN İŞGALİNE GİDEN SÜREÇTE VAHDETTİN HANIN HİÇ SUÇU YOKTU. SEVR Anlaşmasını da asla İMZALAMADI. Mustafa Kemal’i “paşa devleti kurtarabilirsin” diyerek tam yetki ve parasal güçle Anadolu”ya gönderdi.
Fakat bu yıkım sürecinde hiç suçu yokken Vahdettin Han hain ilan edildi ve saraydan akabilecekken tek kuruş dahi almadan yokluk içinde ve cenazesi dahi haciz halinde vefat etti. Buna karşılık İstiklal Harbinden ve Cumhuriyet ilanından sonra başa geçenler sultanlardan daha şatafatlı ve yokluk içindeki millete rağmen hesabı dahi yapılamayacak mal ve zenginliğe sahip olarak saraylar ve YAT larda yaşadı. Şapka giymedi diye kadınları dahi idam ederek, Rize gibi şehirleri bombalayarak hüküm sürdü. Hatta hakikatlerin yazılmasını önlemek için koruma kanunları ile korundu. (Ancak darbelerden sonra gelen diktacılar kendilerini anayasal koruma altına alırlar. 12 Eylül Anayasasında darbecilerin kendilerini koruması gibi).
Mustafa Kemal’e karşı çıkan (İstiklal Savaşını birlikte başlatan) diğer 4 kişi suçlandı. 150 kişi yurt dışına sürüldü.
TBMM nin muhalif milletvekilleri engellenerek meclisin (yarısından çok daha az) sayıda vekille (OYBİRLİĞİ) yalanı ile ilan edilen Cumhuriyet, halkın kendisini yönetmesi gibi yutturuldu. Halbuki demokrasiden eser yoktu. Karşı çıkanlar sürüldü, katledildi.
Düşünebilen ve hakikatleri görmek isteyen beynini, kalbini ve gözlerini körleştirmemiş kişiler için yazdım. Körelmişlere ne desek boş çünkü.
Not: Bu yazım, Cumhuriyete karşı olduğum anlamına gelmez. Sadece vicdanımın sesini dile getirdim. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olsun, devletimiz güçlü ve egemen olsun, aziz milletimiz bir daha o günleri yaşamasın duasıyla.
30.08.2025. Uz. Dr. Cengiz Sandıklı

Yorum Yaz